“Mutluluk ve özgürlük neyi kontrol edip edemeyeceğimizi anlamamıza bağlıdır”

                                                                                                                                                                      Epiktetos

Kişisel ilgi alanım gereği hayata dair çeşitli detayları ve önemli bulduğum noktaları sizlerle paylaşmak en büyük keyif aldığım şeylerin başında geliyor diyebilirim. Bununla birlikte son zamanlarda gözlemlediğim; özellikle de dikkat ederek incelediğim bir konu var! Bizler son zamanlarda toplum olarak çok gerginiz ve mutluluk sanki çok uzağımızda gibi duruyor. Bunun üzerine düşünürken tam da bu konuyla ilgili örnek olabilecek bir olay yaşadım. Geçtiğimiz günlerden birinde çok samimi bir arkadaşımla sohbet ediyordum. Bana sürekli gergin olduğundan ve hiç mutlu olmadığından bahsetti. Ben de her zamanki gibi hayatında neler olduğunu ve yakın zamanda onu mutsuz eden bir olay yaşayıp yaşamadığını sordum. Bana en son hatırladığı olayı anlatmaya başladı ;

 ”Dün yine her sabah olduğu gibi işe giderken sabah 07.30 da İzban metrosuna bindim. İçerisini görsen inanamazsın. Nasıl kalabalık var ya; hani iğne atsan yere düşmez! Bende tabi ki işe geç kalmamak için sıkış tepiş olan metronun bir kenarına sıkıştım. Tabi bu kalabalıkta kim ne konuşsa direk duyuyorsun. Hemen yanıbaşımda, sabahın 7.00’sinde giyinip süslenmiş halde yüksek sesle konuşan teyzeler olduğunu fark ettim. Konuşmalarından da direk duyduğum kadarıyla teyzeler süslenmiş olarak sabahın kör karanlığında Optimuma gidiyorlar, oradan da güne geçeceklermiş.  Kendi kendime ‘Bu ne saçmalık arkadaş, farkında mısın saat 7.00 diyorum!’ Optimum 10.00’da açılıyor bu saatte ne işleri var İzban’da anlamak mümkün değil! Yani bir de o metroda olan herkes o saatte işe gidiyor; ne olur sanki 09.00 da binseler! Ama yok, nerde o düşünce!! Biz ayakta bekleyelim onlar otursunlar; hatta yer vermeyenler için ne kadar terbiyesiz, aile terbiyesi almamış diye gıybet yapsınlar. Hadi onları geçtim dibimde biri daha vardı; sanırsın ki 6 aydır su yüzü görmemiş! Yıkanmamış; nasıl kokuyor bir bilsen! Deodorantın icadından haberi yok arkadaşın öyle bir konu yani! SOnra başka birinin son ses düzeyinde olantelefonu çaldı, açıp telefonla yüksek sesle konuşmaya başladı. Kafamı şişirdi resmen! Metronun içindeki herkes söyleniyor, resmen sus diyor anlamıyor; inadına daha da bağırıyor sanki! Böyle şartlarda yapılan yolculuğun sonunda işe gittim tabi ki barut gibiyim!! Gel de verimli çalış şimdi…”

Arkadaşım anlatırken  aklımdan ünlü filozof Epiktetos’un “Mutluluk ve özgürlük neyi kontrol edip edemeyeceğimizi anlamamıza bağlıdır” sözü geçti. Sabırla dinledikten sonra araya girmek için izin istedim ve

”Bu anlattıklarının hangisi senin kontrol edebileceğin şeyler?”

diye sordum. Arkadaşım şaşırmış bir şekilde ”Yanii, neredeyse hiç biri…” diye cevap verdi. Peki o zaman sonuçlarını değiştiremeyeceğin olaylar için neden kendini mutsuz ediyorsun dediğimde ise yavaş yavaş ne demek istediğimi anlamıştı.

”Tamam; peki ne yapsan bu izban yolculuğu senin için daha iyi ve sorunsuz geçer?” diye sordum. Bir süre düşününce cevabı yine kendisi vermeye başladı;

”Aslında düşündüm de doğru diyorsun. İzban’da kulaklık taksam çevredeki gürültüyü duymamış olurum. Yolda kitap okusam veya post dinlesem hem çevre ile ilgilenmemiş olurum; hatta yolculuğu verimli hale bile getirebilirim. Teyzelere kızsam ne değişecek ki yine sabah gitmeye devam edecekler. Evet evet bu kesinlikle çok daha mantıklı olacak. Neden kendimi gereksiz yere bu kadar kasmış ve mutsuz etmişim ki!!”

Arkadaşımı konuşmamız sonundaki farkındalığı konusunda motive ettim ve bunu uygulamasını istedim.

Neredeyse hepimiz farkında olarak veya olmayarak çevremizdeki kişilere ve olaylara karşı tepki verip sinirlenir veya mutsuz oluruz. Fakat asıl önemli olan neleri kontrol edip edemeyeceğimizin farkına varmaktır! Sonuçları bizim elimizde olmayan konular üzerinde fazla düşünmek, bunu dert haline getirmek bizi sorunun çözümünden uzaklaştırmakla kalmaz bizlere mutsuzluk ve kaygı da verir. Zaten zorlu hayat mücadelemizin içerisinde bir de nur topu gibi yeni bir sorunumuz daha oluşur.

Peki siz farkında olmadan sonuçlarını kontrol edemeyeceğiniz nelere tepki veriyorsunuz hiç düşündünüz mü?

Bence şimdi hemen elinize bir kağıt bir de kalem alın; bir liste yapın! Yarından itibaren de bu listedeki durumlara takılmayı bırakın! Denemeye değer olduğunu düşünüyorum…

Mutlu günler,

Sevgiler,

Profesyonel KOÇ

Taylan İPÇİ