Sevgili anne babalar,

Çocuklarınız bugün karnelerini aldılar. Evet çocuklarımızdan bazıları heyecanla karnesindeki iyi notları  gösterip ödülünü bekledi bazıları mutsuz bir şekilde karnesindeki kırıkları görmemeniz için karneyi buruşturup çantasına sıkıştırdı. Belki de alacağı tepkiden korktu. Belki de bütün yıl ”Karnen iyi gelmezse şunları şunları yapamazsın. ” şeklinde söyleyip daha sonra sizin bile hatırlamadığınız olayların başına gelmesinden korktu. Evet sizin hatırlamadığınız diyorum çünkü çocuklar bunları unutmaz. Eğer bir anne baba çocuğunun akademik başarısı ile ilgili kaygı duyuyorsa bu durum için sadece nasihat vermek yerine yılın başında çocuğunu iyi tanıyıp, ders çalışma alışkanlıklarını gözlemleyip ona göre destekleyici çalışmalarda bulunmalıdır. Bu durum da illa özel ders aldırmayı kastetmiyorum, belki de çocuklarımız neden gerçekten ders çalışması veya başarılı olması gerektiğini bilmiyordur. Bilse de bazen motivasyonunda yetersizlik olabilir. Bütün bunları bilip evdeki iklim koşullarını duruma özgü bir şekilde ayarladıktan sonra verim beklememiz gerekir. Yoksa nasihatle bir yere varılmadığını seneler içinde acı bir şekilde hepimiz öğreniriz. Verdiğiniz tavsiyeler tabiri caizse çocuğunuzun bir kulağından girip bir kulağından çıkarken yaptığınız her hareket adeta bir ağacın kökleri gibi onun yetişkinlik yaşamına kök salıyor. Evde eline hiç kitap almamış bir babanın ‘Oğlum kitap oku çok faydalı’ demesi ne kadar inandırıcı olabilir. Ya da evdeki sohbetler sırasında ilkokulda aldığı simitleri (sıfırları) anlatıp gülen bir babanın oğlunun karnesindeki notları görünce ”Bunlar ne, ne biçim öğrencisin?” diyerek kızıp bağırması  karşısında çocuğun yaşadığı duygu karmaşasını düşünelim. En trajikomik kısmı da bir misafirin ya da uzmanın yanında önemli olan çocuğumuzun mutluluğu, hayat başarısı diyen anne babanın eve geldikten sonra komşunun çocuğuyla kendi çocuğunu kıyaslaması, karnesi kötü olan çocuğa kötü davranıp hiç bir şeyi hak etmediğini vurgulaması, kendi koşullarıyla çocuğuna sunduğu koşulları karşılaştırıp kendi yapamadıklarının kat kat fazlasını çocuğundan beklemesidir.

Madem hayatta başarıdan kastımız mutlu olmaksa bunun direk karnedeki notlarla bir ilgisi var mıdır? Hayatta başarılı insanların hikayeleri arasında karne notlarının düşük geldiğini belirtenler bir hayli fazla. Durum böyleyken ve hayat başarısının karnedeki sayılarla ilgili olmadığını her yerde bangır bangır söylerken hala çocuğunuzun sizden çekinmesi ve karnesini saklaması ne demek peki? Haydi, notları bir kenara bırakın ve çocuğunuza sarılın.

 

Taylan İpçi

Profesyonel Koç